15 Mayıs 2025 Perşembe

Uluslararası Kültür Festivali-Yılmaz Parlar

 

Uluslararası Kültür Festivali

İstanbul Üniversitesi’nde Renklerin, Tatların ve Kültürlerin Buluştuğu Gün

İstanbul Üniversitesi, 15 Mayıs’ta kampüsünde unutulmaz bir kültür şölenine ev sahipliği yaptı. 11:00–17:00 saatleri arasında gerçekleşen Uluslararası Kültür Festivali, dünyanın dört bir yanından öğretime gelen öğrencilerin kendi kültürlerini tanıttığı bir platforma dönüştü.

40’tan fazla ülkenin katılım gösterdiği bu anlamlı etkinlikte; müzikten mutfağa, geleneksel kıyafetlerden halk danslarına kadar birçok değer sergilendi.



Kültürlerarası Diyalogun Adresi Oldu

Festival, İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim gören yabancı öğrencilerin, kendi ülke konsolosluklarının da destekleriyle hazırladığı stantlarda gerçekleşti.

Katılımcılar, geleneksel kıyafetler içerisinde ziyaretçileri karşıladı. Renkli görüntülere sahne olan milli kıyafet defilesi, yoğun ilgi gördü. Her stant, ait olduğu ülkenin müziği eşliğinde geleneksel danslarla canlandı.



Türk Cumhuriyetleri Damgasını Vurdu

Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan. Tataristan

Dağıstan gibi Türk Cumhuriyetleri'nin yer aldığı stantlar; ortak köklere sahip kardeş halkların kültürel mirasını bir kez daha gözler önüne serdi. Halılar, nakışlar, geleneksel el sanatları, yöresel yemekler ve halk ezgileri, Türk dünyasının zenginliğini yansıttı. Katılımcılar özellikle bu stantlarda büyük ilgi gösterdi.

Tataristan Kültürü Göz Kamaştırdı

Festivalin en dikkat çeken stantlarından biri ise Tataristan kültürünü yansıtan çadır oldu. Etkinlik organizatörü Nail Nabiulla’nın özenle hazırladığı bu özel çadırda, Tatar bayrakları ve geleneksel süslemelerle bezenmiş atmosfer, ziyaretçileri adeta Kazan sokaklarında bir yolculuğa çıkardı. Tatar mutfağının vazgeçilmezi olan üçpoçmak (Tatar böreği) ve geleneksel tatlı çak-çak, ziyaretçilere ikram edildi. Tataristan’a özgü ev eşyaları ve sahne gösterileri de kültürel zenginliği gözler önüne serdi.



Tataristan'dan Gazeteci Yılmaz Parlar'a Anlamlı Onur

Uluslararası Kültür Festivali’nin en dikkat çeken stantlarından biri olan Tataristan çadırında, anlamlı bir tören gerçekleşti. Tataristan’ı temsilen festivale katılan Azem Lilia, Türk basın dünyasındaki başarılı çalışmaları ve kültürel diyaloğa katkılarından dolayı gazeteci Yılmaz Parlar’abasın alanında “Madolyon Nişanı” takdim etti. Tataristan geleneklerine uygun sembolik bir törenle sunulan bu onur, Parlar’ın kültürler arası iletişime sağladığı katkıların uluslararası düzeyde de takdir edildiğini ortaya koydu. Tören sırasında alkışlarla karşılanan bu özel an, festivalin en anlamlı sahnelerinden biri olarak hafızalara kazındı.

 


Asya’dan Afrika’ya Kültür Köprüsü

Festivalde sadece Türk Cumhuriyetleri değil; Çin, Güney Kore, Filistin, Umman, Suriye, Mısır ve Tunus, İran, Irak gibi birçok ülke de kendi zengin kültürlerini tanıttı. Çin standında kaligrafi sanatı ve geleneksel çay seremonisi, Kore standında ise K-Pop ritimleri eşliğinde dans performansları öne çıktı. Filistin standı, özgürlük temalı motiflerle süslenmişti ve Filistin mutfağına ait humus ve tatlılar büyük ilgi gördü. Umman, Mısır ve Tunus stantlarında Arap kültürünün sıcaklığı ve konukseverliği hissedildi; Arap kahvesi ve hurma ikramları dikkat çekti.



Dostlukla Sonlanan Gün: Açık Çay Saati

Festivalin sonunda katılımcılar, ülkelerin birleştiği samimi bir çay saati ile bir araya geldi. Sıcak sohbetlerin yapıldığı, kültürlerarası köprülerin kurulduğu bu an, günün ruhunu en iyi şekilde yansıttı: barış, dostluk ve karşılıklı anlayış.

İstanbul Üniversitesi, bu etkinlikle yalnızca bir eğitim kurumu değil, aynı zamanda kültürlerin barış içinde buluştuğu bir dünya üniversitesi olduğunu bir kez daha gösterdi.

yilmazparlar@yahoo.com

 

14 Mayıs 2025 Çarşamba

Birleşik TÜRSAB Hareketi’nden Güçlü Çıkış

  

Birleşik TÜRSAB Hareketi’nden Güçlü Çıkış

“TÜRSAB’ın Geleceği İçin Birlikteyiz”
Emin Çakmak: “15.551 Üyenin Mal Varlığına Sahip Çıkma Zamanıdır”

13 Mayıs 2024 Salı günü Taksim Elite World Hotel’de düzenlenen basın toplantısıyla, turizm sektörünün önemli oluşumlarından Birleşik TÜRSAB Hareketi, erken genel kurul kararı sonrası kamuoyuna seslendi. TÜRSAB'da alınan olağanüstü seçim kararı, tartışmaların odağı haline gelirken, platformun sözcüsü Emin Çakmak ve yönetimden Ali Bilir, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.



“Artık Bu Yönetimle Yol Alınamaz”

Toplantının açılışında konuşan Emin Çakmak, mevcut TÜRSAB yönetimini eleştirerek şunları söyledi:
“Beş ay önce bu yola birlikte çıktığımız arkadaşlarımızla değerlendirmelerde bulunduk. Geldiğimiz noktada, bu yönetimle artık bir yere varılamayacağı kanaatine vardık. 35 yıllık mesleki tecrübemiz ve başarı öykülerimiz ortada. Artık 15.551 üyenin sahibi olduğu birliğe sahip çıkma zamanıdır.”

"Aday Değilim, Ancak Mücadelede Varım"

2018’den bu yana aday olmadığını ve bu dönem de adaylık niyeti bulunmadığını belirten Çakmak, Birleşik TÜRSAB Platformu’nun basın sözcüsü olarak sektöre katkı sunmaya devam edeceğini söyledi. Ayrıca, aday olmak isteyenlere kapılarının açık olduğunu belirterek, “Yönetimde olmak istemeyen ama sektörüne hizmet etmek isteyen tüm aday adaylarını bir ay içinde platformumuza başvurmaya davet ediyoruz. Çünkü bu birliğin her bir üyesinin söz hakkı ve aday olma hakkı vardır” dedi.

Manifesto Açıklandı: “Demokratik Katılım, Şeffaf Yönetim”

Birleşik TÜRSAB Hareketi'nin manifestosunun da kamuoyuyla paylaşıldığı toplantıda, sektörün öncelikli sorunları ve çözüm önerileri detaylandırıldı. “Nasıl bir TÜRSAB istediğimizi ve nasıl bir yol izleyeceğimizi net şekilde ortaya koyduk” diyen Çakmak, yeni dönemde katılımcı, hesap verebilir bir yapı oluşturmak istediklerini ifade etti.



Ali Bilir, “Genel Kurul Zamanlaması Bilinçli Manipülasyon”

Basın toplantısında konuşan Birleşik TÜRSAB Hareketi’nin önde gelen isimlerinden Ali Bilir, erken genel kurul kararını sert sözlerle eleştirdi. Bilir, olağan genel kurulun Kasım 2024 yerine 5 ay erkene alınarak, sektörün en yoğun dönemine denk getirildiğini söyledi:

“Şu anda binlerce acente çalışanı Suudi Arabistan’da hac organizasyonlarıyla meşgul. Kurban Bayramı öncesinde birçok üyemiz yurtdışında olacak. Ayrıca, TÜRSAB tarihinde ilk kez bir genel kurul hafta içine denk getirildi. Salı günü yapılan bu toplantı ile düşük katılım amaçlanıyor.”

"53 Yıllık Mal Varlığı Risk Altında"

Ali Bilir’in bir diğer önemli iddiası ise TÜRSAB yönetiminin genel kuruldan gayrimenkullerin satış ve devir yetkisini talep etmesiyle ilgili oldu.
“Yönetim, birliğin arsa, bina ve dairelerinin devrine ilişkin yetki istiyor. Ancak bu karar, İstanbul’da kampa alınan yaklaşık 450-500 kişi ile alınacak. Böyle bir süreç, 15 bin üyenin mal varlığını ciddi şekilde riske atar.”

Hukuki Süreç Başlatıldı

Bilir, erken genel kurul kararına karşı hukuki süreci başlattıklarını da duyurdu:
“Bu keyfi kararları durdurmak için Bakanlık nezdinde ve yargı mercilerinde gerekli başvuruları yaptık. Amacımız, üyelerimizin haklarını korumaktır.”

2015 yılında yaşanan benzer bir olayın tekrar edilmek istendiğini belirten Bilir, o dönem bir gayrimenkulün önce devredilip sonra genel kuruldan onay alındığını hatırlattı. Bu kez de benzer bir taktiğin uygulanmaya çalışıldığını iddia etti.



“Bu Genel Kurul Bir Gösteriden İbaret”

Toplantının sonunda tüm üyelere çağrıda bulunuldu.
“Üyelerimizin paralarıyla düzenlenen bu genel kurul bir şovdan ibarettir. 5 ay içinde 500 kişiye uçak bileti sağlanarak katılım artırılmaya çalışılıyor. Her bir biletin 5 ila 10 bin TL arasında olduğu düşünüldüğünde bu, birlik kaynaklarının israfıdır.”

Emin Çakmak ise kapanış konuşmasında şunları söyledi:
“Birliğimizin 15.551 üyesi adına konuşuyoruz. Şeffaflık, katılımcılık ve ortak akıl için buradayız. Aday adaylarımızı bekliyoruz. TÜRSAB’ın geleceği için birlik zamanı.”

yilmazparlar@yahoo.com

 

9 Mayıs 2025 Cuma

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Barış, Sevgi-Yılmaz Parlar

  28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde Barış, Sevgi

Barış, Sevgi ve Kültür İstanbul’da Buluştu

28. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde FOWPAL’dan Unutulmaz Performans


Marmara Grubu Vakfı tarafından bu yıl 28.’si düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesi, İstanbul WOW Hotel Kongre Merkezi’nde dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamları, akademisyenler, kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirerek, “Daha İnsancıl Bir Dünya, Yaşanabilir Bir Dünya İçin Diyalog” temasında buluştu. Zirvede ekonomik ve teknolojik dönüşümlerin yanı sıra, barış ve vicdan çağrıları da ön plandaydı.



Etkinliğe damga vuran uluslararası katılımcılardan biri, merkezi UNESCO bünyesinde faaliyet gösteren, başkanlığını Nobel Barış Ödülü sahibi Dr. Hong Tao-Tze’nin yaptığı Dünya Barış ve Sevgi Federasyonu (FOWPAL) oldu. 64 kişilik gönüllü heyetiyle İstanbul’a gelen FOWPAL, Gala Yemeği’nde sundukları etkileyici sahne performanslarıyla zirveye adeta renk kattı. Gösterilerde doğunun uyum ve bereket sembolleri olan ejderhalar ve mor anka kuşları, batının umut ve sevgi simgesi beyaz meleklerle buluştu. Modern ışık efektleri ve yaratıcı koreografilerle harmanlanan bu kültürel sunumlar, izleyenlerden büyük alkış aldı.


FOWPAL’ın açılış gününde gerçekleştirdiği "Dünya Barış ve Sevgi Çanı" töreni, katılımcılara umut ve birlik mesajı verdi. Şu ana kadar 156 ülkeden 76 devlet başkanı ve 15 Nobel Barış Ödüllü liderin katıldığı bu çan töreni, dünya barışı için sembolik bir çağrı niteliği taşıyor.


FOWPAL Başkanı Dr. Hong, Tao-Tze 8 Mayıs’taki konuşmasında, “Sevgi, Vicdan ve Eylem” çağrısıyla küresel vatandaşlara seslendi. Yapay zekânın vicdanla yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan konuşmacılar, insanlığın refahı için teknoloji ve etik birlikteliğini savundu.



Zirve boyunca klasik Türk müziği, halk müziği ve Kafkas halk danslarıyla bezenmiş kültürel programlar da büyük ilgi gördü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müzik Toplulukları’nın sunduğu Türk sanat müziği performansları ve geleneksel halk dansları izleyenlere Anadolu’nun zengin kültür mirasını yeniden hatırlattı.

Bu yıl aynı zamanda Marmara Grubu Vakfı’nın 40. kuruluş yılıydı. Zirvede, Dr. Hong’a uzun yıllardır sürdürdüğü küresel barış çabaları nedeniyle Marmara Grubu Vakfı Başkanı Dr. Akkan Suver tarafından “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” takdim edildi.

Zirve süresince FOWPAL, “Dünya Umut Gücü Günü”, “Uluslararası Vicdan Günü” ve “Şeffaflık ve Dürüstlük” bildirgelerini katılımcılarla paylaşarak, dünyayı sevgi ve vicdana dayalı bir barış kültürüne davet etti. Bu bildirgeler, bireylerin değer odaklı eylemleriyle küresel güveni ve barışı inşa edebileceğine dair güçlü birer taahhüt niteliğinde sunuldu.


28.Avrasya Ekonomi Zirvesi, ekonomik gündemden çok daha fazlasını sunarak, insanlığı merkeze alan, kültürlerarası diyaloğu teşvik eden bir vizyonla sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Nisan 2025 Salı

Dünya SKAL Günü-Turizmin Kalbindeki Buluşma, SKAL -Yılmaz Parlar

  

Dünya SKAL  Günü,

Turizmin Kalbindeki Buluşma

SKAL İstanbul Kulübü, Dünya SKAL Günü’nü Anlamlı Bir Buluşmayla Kutladı

Turizmin dostluk köprüleriyle örülmüş yüzü SKAL, İstanbul’da unutulmaz bir birlikteliğe daha imza attı.



SKAL International’ın dünya genelindeki üyeleri tarafından kutlanan Dünya SKAL Günü, bu yıl SKAL İstanbul Kulübü, Radisson President Old Town Hotel’de özel bir davetle kutladı. İstanbul’un kalbinde yer alan bu tarihi mekânda gerçekleşen kutlamaya, turizm sektörünün önemli isimleri katıldı.

Ev sahipliğini otelin Genel Müdürü Menderes Karaküçük’ün yaptığı etkinlikte, SKAL İstanbul Kulübü’nün misafirperverliği ve güçlü organizasyon becerisi bir kez daha takdir topladı.



SKAL İstanbul Kulübü Genel Sekreteri Meltem Tepeler, etkinliğin açılışında konukları tek tek takdim ederek SKAL’ın dayanışma ruhunu ve sektördeki kolektif gücünü bir kez daha ortaya koydu.



Selma Tatar’a Tam Not, Liderlikte İlham Kaynağı

SKAL İstanbul Kulübü Başkanı Selma Tatar, sıcak ve samimi konuşmasında, geçmiş dönem başkanlara, sektörün kıymetli temsilcilerine ve her daim desteğini esirgemeyen basın mensuplarına teşekkür etti. Tatar, “Bu özel günü birlikte kutlamak bizim için büyük bir mutluluk. Turizmin içinden gelen ve her daim sektöre katkı sunan sizlerle birlikte olmak büyük bir onur. Bugün burada olamayan ama kalbi bizimle atan tüm üyelerimizi de sevgiyle selamlıyorum,” sözleriyle duygu dolu anlar yaşattı.

Selma Tatar’ın SKAL camiasındaki vizyoner ve kapsayıcı liderliği, davetlilerden büyük alkış aldı. Tatar’ın konuşması, sadece bir teşekkür değil, aynı zamanda turizm camiasına moral veren güçlü bir mesajdı.



Orhon Atameriç, “SKAL’ı Gönüllülükle Daha da Büyüteceğiz”

USDF Yönetim Kurulu Başkanı Orhon Atameriç, SKAL'ın yalnızca zorunlu katılımlarla değil, gönüllülük esasına dayalı aktif birlikteliklerle daha da güçleneceğini vurgulayarak, “Bu buluşmalar sadece protokol değil, gerçek birer motivasyon kaynağıdır,” dedi.

“Afiyet Olsun”dan Fazlası, Selçuk Eracun’un Samimi Paylaşımı



İstanbul Rehberler Odası Başkanı Selçuk Eracun, sektörde yaşanan zorluklara rağmen umutla çalışan turizm profesyonellerine dikkat çekti. Samimi üslubuyla, “Değerli insanlar bir araya gelince bu sektör daha da büyür. Yan yana oldukça her şey mümkün,” dedi.

Vefa ve Dostluk, George Kudyan- Hülya Aslantaş’ın Katılımı

Geçmiş dönem dünya başkanlarından Hülya Aslantaş ve SKAL İstanbul’un efsanevi isimlerinden George Kudyan, etkinliğe katılarak SKAL ailesine olan bağlılıklarını gösterdi. Kudyan, “Bir araya gelmek kadar değerli hiçbir şey yok,” diyerek etkinliğin ruhunu özetledi.

Menderes Karaküçük, “Bu Ülke İçin Yılmadan Çalışıyoruz”

Ev sahibi Menderes Karaküçük, yaptığı etkileyici konuşmada turizm sektöründe özveriyle çalışan herkese teşekkür etti. “Bu ülkenin tanıtımı için yılmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Bu buluşmalar bize umut ve güç veriyor,” dedi. Karaküçük ayrıca otelin yakın gelecekteki renovasyon planlarını da paylaşarak, “Mayıs ayında otelimizi çok daha modern bir yüzle yeniden açacağız,” müjdesini verdi.



SKAL Ruhu Ekranlara Taştı

Etkinlikte ayrıca SKAL International Dünya Başkanı Annette Cardenas’ın video mesajı yayınlandı. Cardenas, İstanbul Kulübü’nün güçlü enerjisinden ve katkılarından övgüyle söz etti, Dünya SKAL Günü’nün uluslararası birlikteliği güçlendirdiğini belirtti.



Ev sahibi Genel Müdürü Menderes Karaküçük’e SKAL İstanbul Kulübü Başkanı Selma Tatar tarafından Teşekkür plaketi verildi.

Sürptiz yaşandı. Dünya SKAL Günü pastası Amblem resimli Hotel yetenekli aşçı personelden hazırlanan Dünya SKAL Günü pastası renk katdı. Emeği geçen personel sahneye alınarak alkışlarla teşekkür ve takdirler ifade edildi.



Etkinliğe katılan isimler arasında; Geçmiş Dönem USDF Başkanı Faik Alsaç , SKAL İstanbul Kulübü Asbaşkanı Mustafa Yalçın,  Yönetim Kurulu Üyesi, Atilla Acet, Yönetim Kurulu Üyesi Tülay Salihoğlu, İBB Başkan Danışmanı ve İstanbul Turizm Tanıtma Platformu Başkanı Ümit Öztürk , Turizm Tanıtma Platformu ekibinden Merve Akça, Anadolu Folk Grubu Başkanı Göksenin İleri ve Anadolu Folk Grubu Başkan Yardımcısı Didem Coşkun  yer aldı:



SKAL İstanbul Kulübü, Dünya SKAL Günü’nü sadece bir kutlama olarak değil, sektör dayanışmasının, vefanın ve dostluğun canlı bir örneği olarak yaşattı. Turizmin kalbi bu özel günde bir kez daha İstanbul’da attı.

Küresel Turizmde Kalite ve Dostluğun Sembolü Skal, Tüm Dünyada Kutlanıyor

 

SKAL  Nedir? Dünya SKAL Günü Neden Önemli?

Skal International, turizm sektöründe profesyonelleri bir araya getiren, kalite, dostluk ve iş birliğini ön planda tutan uluslararası bir organizasyondur. 1934 yılında kurulan ve 90’dan fazla ülkede faaliyet gösteren SKAL, Dünya SKAL Günü kutluyor. Bu özel gün, turizmde sürdürülebilirlik, meslektaşlık ve küresel bağların güçlendirilmesi amacıyla çeşitli etkinliklere sahne oluyor.

 

SKAL’in Sürdürülebilir Turizm Misyonu

Dünya SKAL Günü’nde öne çıkan bir diğer konu da sürdürülebilir turizm. İklim değişikliği ve çevresel etkilerin turizmi tehdit ettiği günümüzde, Skal üyeleri "yeşil oteller", "karbon ayak izini azaltma" ve "yerel ekonomiye destek" projelerini masaya yatırıyor.

 

Dünya SKAL Günü, turizmin sadece bir sektör değil, aynı zamanda kültürler arası köprü olduğunu hatırlatıyor. Kaliteli hizmet, dostluk ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle turizmin geleceği SKAL’un elinde şekilleniyor.

 


İstanbul SKAL Kulübü, Turizmin Parlayan Yıldızı

 

Kalitede Lider, Dostlukta Öncü, Turizmde Global Bir Marka

İstanbul SKAL Kulübü, Dünya Turizminde Türkiye’nin Gururu Oldu.

İstanbul SKAL Kulübü, uluslararası turizm camiasının en saygın organizasyonlarından biri olan SKAL International’ın Türkiye’deki en köklü ve etkin temsilcilerinden biri. Uzun yıllar faaliyet gösteren kulüp, turizm sektörünün önde gelen profesyonellerini bir araya getirerek hem iş ağını genişletiyor hem de Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlıyor.



 

Kalite, Dostluk ve İş Birliği" İlkesiyle Büyüyen Bir Aile

 

İstanbul SKAL Kulübü, sadece bir meslek örgütü değil, aynı zamanda turizm sektöründe güçlü dostlukların kurulduğu bir platform. Her ay düzenlediği networking etkinlikleri, sektörel paneller ve sosyal sorumluluk projeleriyle üyelerine değer katıyor.

 

Sürdürülebilir Turizm İçin Öncü Projeler

İstanbul SKAL Kulübü, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir turizm anlayışını destekliyor. "Yeşil Oteller", "Plastiksiz Turizm" ve "Yerel Ekonomiye Destek" gibi projelerle sektörde fark yaratıyor.

Kulübün son dönemde hayata geçirdiği Projeler Adı, turizmde karbon ayak izini azaltmayı hedefliyor ve bu alanda örnek bir çalışma olarak gösteriliyor.

 


Genç Yeteneklere Destek, Sektörün Geleceğine Yatırım

İstanbul SKAL Kulübü, turizm sektörünün geleceği olan gençlere de destek veriyor. Üniversitelerle iş birliği yaparak düzenlediği kariyer buluşmaları ve mentorluk programlarıyla genç yetenekleri sektöre kazandırıyor.

 

İstanbul SKAL Kulübü, Türk turizminin global arenadaki yüzü olmaya devam ediyor. Kalite, dostluk ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle turizme yön veren kulüp, üyeleriyle birlikte daha nice başarıya imza atmaya hazır.

 

 

yilmazparlar@yahoo.com

26 Nisan 2025 Cumartesi

Tarsus’ta Dinler Arası Kardeşlik-Yılmaz Parlar

  Tarsus’ta Dinler Arası Kardeşlik

Tarsus, İnanç Turizminin Kalbinde Saklı Bir Hazine

Türkiye’nin güneyinde, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim şehir Tarsus, inanç turizminin parlayan yıldızı olmaya aday.

Hz. İsa'nın havarilerinden Aziz Pavlus’un doğduğu kent olarak Hristiyan dünyasında kutsal kabul edilen Tarsus, İslam, Hristiyanlık ve Yahudiliğin kesiştiği bir inanç mozaiği sunuyor.



Tarsus’ta Dinler Arası Diyalog ve Kardeşlik Simgesi Altında Tarihi Ayin

Aziz Paulus’un doğum yeri olan Tarsus kentinde, dinler arası diyalog ve kardeşliğin simgesi olarak tarihi bir ayin gerçekleştirildi. Tarsus, bugün bile kültürlerin ve dinlerin kesişim noktası olmaya devam ediyor.

Bu olağanüstü kutsal ayin, 23 Nisan 2025 Tarihinde Aziz Paulus’a adanmış kilisede yapıldı. Etkinlik, Türkiye’nin Sicilya Fahri Başkonsolosu Domenico Romeo’nun önerisiyle ve FIJET Dünya Federasyonu’nun 70. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında Prof. Hüseyin Kurtoğulları’ın başarılı organizasyonuyla düzenlendi.

Aynı mekânda uzun zamandır benzeri bir ayin yapılmıyor olması nedeniyle, bu tören hem ruhsal hem de sembolik açıdan büyük anlam taşıdı.

Ayin, İtalya’nın Siracusa kentinde bulunan Palazzolo Acreide Aziz Paulus Bazilikası Başrahibi ve Rektörü Don Marco Politini ile Vatikan’daki Papalık Yaşam Akademisi Sekretaryası Koordinatörü Don Andrea Ciucci tarafından birlikte yönetildi. Tören, huşu ve açıklık atmosferinde gerçekleşti.



Ayin sadece Katolik inananların ve Palazzolo Acreide’den gelen, iki şehir arasında dostluk anlaşması imzalamak üzere Tarsus Belediye Başkanı tarafından davet edilen heyetin katılımıyla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda çok sayıda Müslüman temsilci ve yerel yönetici, Tarsus Belediye Başkanı da dâhil olmak üzere çeşitli heyetler de törende hazır bulundu. Bu katılım, etkinliği gerçek bir diyalog ve karşılıklı saygı örneğine dönüştürdü.



Tören sırasında, 21 Nisan 2025 Pazartesi günü Roma’da hayatını kaybeden Papa Francis’e de sevgi dolu bir anma yapıldı. Papa Francis’in dinler arası diyalog, barış ve halklar arasında kardeşlik için gösterdiği bitmeyen çaba, hem Kilise’ye hem de dünyaya derin bir iz bıraktı. Ayinin tam da Aziz Paulus’un doğum yeri olan Tarsus’ta gerçekleştirilmesi, bu anlamı daha da derinleştirdi.



Aziz Paulus, halklar arasında diyalog ve karşılaşmanın simgesel bir figürüdür. Onun mirası bu ayinle tam anlamıyla onurlandırıldı. Bu tören, farklı inançlara rağmen saygı ve kardeşlik içinde bir arada yaşamanın mümkün, hatta gerekli olduğunu güçlü bir şekilde gözler önüne serdi.

Tarsus’ta gerçekleştirilen bu ayin aynı zamanda açık ve evrensel bir mesaj verdi: Barışa giden yol, ancak uzlaşma, dinleme ve inanç fark etmeksizin kadın ve erkekler arasında paylaşım gibi somut adımlarla mümkün olabilir.

Ayin sonrası Moderatörlüğü Hüseyin Kurtoğulları’ın Üstlendiği Panel yabancı katılımcıların olması dolayısıyla İngilizce dilinde gerçekleşti. Çeviri yapan Eyşan Büte özetle verdiği bilgilere göre



On Bin Yıllık Kadim Kent Tarsus Paneli

 Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç ve ekibinin, Tarsus şehrini vazgeçilmez bir turizm merkezi haline getirme vizyonu doğrultusunda yaptığı çalışmaların önemli bir sonucu olan Altın Elma Turizm Ödülü'nü Tarsus' un kazanması ile, dünyanın çeşitli ülkelerinden ve ülkemizden çok sayıda gazeteci, yatırımcı, turizm profesyoneli, arkeolog ve farklı mesleklerden yüz kişi, 22-23-24 Nisan'daki Tarsus'ta ağırlandı.

 Bu kapsamda, 23 Nisan 2025 Çarşamba günü Tarsus St. Paul Kilisesi'nde, arkeolog, iş insanı, FIJET Başkan yardımcısı, Delal Atamdede, bu gezinin ve ödülün bir başlangıç olduğunu, Tarsus’u hak ettiği noktaya getirmek için önümüzde uzun bir yol olduğunu ve tüm katılımcıların bu yolda çalışmaya gönüllü ve niyetli olduğunu söyledi.

 Panelde ayrıca, farklı kültürlerden, ülkelerden, dinlerden gelen tüm katılımcılar arasında ortak bir nokta olduğu vurgulandı : Akdenizli olmak. Tüm önyargılara, insanlar arasında ayrıştırma amaçlayan söylemlere karşı buradaki birlikteliğin bir cevap niteliğinde olduğu belirtildi.

 


Arkeolog Mark Fairchild, bu on bin yıllık kentin onlarca medeniyete ev sahipliği yaptığı tarihiyle dünyanın çok az ülkesinde bulunan bir kültürel hazineye sahip olduğunu ifade etti.

 

Panel sonrsında dünyaca ünlü devlet sanatçısı Şefika Kutluer, kilisede unutulmaz bir flüt konseri sundu. Klasik çok değerli eserleri yorumlayan sanatcı aynı zamanda kendi bestelediği eseri de büyük takdir topladı. Ayine renk katdı.

Tarsus'ta İnanç Turizmi Nasıl Olmalı?

Bu büyük potansiyel, henüz tam anlamıyla değerlendirilebilmiş değil.

Tarsus’un inanç turizminde gerçek bir cazibe merkezi olabilmesi için üç temel adıma ihtiyaç var. Tanıtım, altyapı ve sürdürülebilirlik.



Tarsus İçin Bir Vizyon, İnanç Turizminde Marka Şehir Olmak

Tanıtım; Aziz Pavlus Kuyusu, Danyal Peygamber Makamı, Ulu Cami, Kleopatra Kapısı gibi önemli ziyaret noktaları, sadece yerel halkın değil, dünya genelindeki milyonlarca inanç turisti için tanıtılmalı.

Kültür turları, tematik festivaller ve sempozyumlarla şehrin tanıtımı yapılmalı.

Uluslararası belgesellere konu edilmeli, sosyal medyada dijital kampanyalarla desteklenmeli.

Tarsus’un inanç turizmi potansiyelini harekete geçirmek için yalnızca tanıtım yeterli değil; aynı zamanda kurumsal bir vizyona ve projelere ihtiyaç var. Şehir kimliğini "İnançlar Kenti" olarak konumlandırmak, hem yerel hem de uluslararası ziyaretçiler için güçlü bir çekim merkezi oluşturabilir.



Altyapı;

Tarsus Belediyesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle yürütülecek projelerde, tarihi mekânların restorasyonu ve çevre düzenlemesi öncelik olmalı.

Tarihi mekânlara ulaşım kolaylaştırılmalı, ziyaretçiler için rehberli turlar, çok dilli bilgilendirme panoları ve teknolojik anlatım sistemleri (audioguide, artırılmış gerçeklik) kullanılmalı.

Bölgede nitelikli konaklama imkânları artırılmalı.

Kalkınma Ajansları Çukurova Kalkınma Ajansı, turizm odaklı KOBİ’lere teşvikler sunarak yerel üretimi ve hizmet kalitesini artırabilir.

STK ve Akademi Dünyası, Tarsus Üniversitesi, inanç turizmi odaklı akademik çalışmalarla sürdürülebilir kalkınma stratejileri geliştirebilir. Tarih, ilahiyat ve kültürel miras alanındaki uzmanlıklar sahaya taşınmalı.

Sürdürülebilirlik; İnanç merkezlerinin korunması ve manevi atmosferlerinin bozulmadan geleceğe taşınması önemli.

Yerel halkın da bu süreçte ekonomik olarak desteklenmesi, hem sahiplenme duygusunu hem de turizmin kalıcılığını artırır.



İnanç Turizminin Ekonomiye ve Topluma Faydaları

İnanç turizmi, yalnızca kutsal mekânları ziyaretle sınırlı değildir; aynı zamanda yerel ekonomiyi canlandıran, kültürel diyalogu teşvik eden güçlü bir etkendir. Tarsus’ta bu turizm modeli sayesinde:

Yerel esnaf, el sanatları ve yöresel mutfak tanıtımı ile ekonomik kazanç sağlar.

Gençler için rehberlik, tercümanlık ve kültür elçiliği gibi yeni iş alanları doğar.

Kadın kooperatifleri aracılığıyla ev yapımı ürünler ve hediyelik eşyalar turizme kazandırılır.

Şehirler arası ve uluslararası kardeş şehir projeleri ile kültürel diplomasi gelişir.



Rakamlarla İnanç Turizmi

Dünya genelinde inanç turizmi yılda 330 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu ziyaretlerin ekonomik hacmi ise 20 milyar doların üzerinde. Türkiye’nin bu pastadan aldığı pay henüz %5 civarında. Oysa yalnızca Tarsus bile bu oranın birkaç puan artmasına katkı sağlayacak potansiyele sahip.

İtalya'nın Assisi kasabası yılda 5 milyon inanç turistiyle ekonomisinin %60’ını bu alandan sağlıyor. Neden Tarsus da aynı başarıya ulaşmasın?



Tarsus'un Hak Ettiği Yerde Olması İçin...

Tarsus’un uluslararası düzeyde tanınan bir inanç turizmi destinasyonu haline gelmesi için kamu, yerel yönetimler, turizm sektörü ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi şart.

Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Tarsus Belediyesi'nin ortak çalışmalarıyla bir "Tarsus İnanç Rotası" hazırlanmalı; UNESCO Dünya Mirası Adaylığı süreci başlatılmalı.

Tarsus, tarih boyunca barındırdığı farklı inançların izleriyle adeta bir açık hava müzesi. Ancak bu hazineyi görmek, korumak ve dünyaya anlatmak bizlerin elinde. Eğer doğru adımlar atılırsa, Tarsus sadece Mersin'in değil, Türkiye'nin de yüz akı bir inanç turizmi merkezi olabilir. Sessiz sedasız akan Berdan Nehri’nin şahitliğinde, Tarsus artık küresel sahneye çıkmaya hazır.



Somut Projelerle Tarsus’un Yol Haritası

Tarsus İnanç ve Kültür Rotası, Dijital haritalar, mobil uygulamalar ve yönlendirme tabelalarıyla tüm kutsal alanları kapsayan bir yürüyüş rotası hazırlanmalı.

Uluslararası İnanç Turizmi Festivali, Her yıl düzenlenecek festival, dünya dinlerinden temsilcilerin katılımıyla barış ve kardeşlik mesajları vermeli.

İnanç Turizmi Ziyaretçi Merkezi, Yerli ve yabancı turistlerin bilgi alabileceği çok dilli bir tanıtım ve karşılama merkezi kurulmalı.

Kadın Kooperatifleri ve Yöresel Ürünler Pazarı, Ziyaretçilerin manevi yolculuklarını yerel tatlar ve el işi ürünlerle zenginleştirmesi sağlanmalı.



Barışın ve İnancın Şehri Tarsus

Dünyanın kutuplaştığı bir çağda, farklı inançların yüzyıllardır barış içinde yaşadığı Tarsus, insanlığa güçlü bir mesaj sunuyor: Birlikte yaşamak mümkün. Bu kadim şehir, doğru politikalar ve ortak akılla sadece turizmde değil, kültürel diplomasi alanında da örnek bir merkez haline gelebilir.



Bu nedenle, Tarsus’un geçmişi sadece tarih kitaplarında kalmamalı; bugünün ve geleceğin turizm vizyonunda da başrolde yerini almalı. İnançlar arasında köprü kuran, medeniyetler arası diyaloğu teşvik eden bir model şehir olarak Tarsus'un adını dünya tanımalı.



Konaklamadan söz edersek;

2025 yılı itibarıyla misafirlerine unutulmaz bir konaklama deneyimi sunan Tarsus’un Konak Butik Otelleri, tarihi dokusu ve modern konforu bir araya getirerek eşsiz bir atmosfer sunuyor. Otantik mimarisiyle adeta bir zaman yolculuğuna çıkaran bu şirin butik oteller, sağlıklı ve doğal malzemelerle donatılmış odalarıyla da dikkat çekiyor. Her detayın özenle düşünüldüğü konakta, geleneksel Türk misafirperverliğiyle harmanlanan hizmet anlayışı, misafirlerini kendine hayran bırakıyor.

Sakin ve huzurlu bir ortam arayanlar için ideal olan Tarsus Hotelleri, yıl boyunca yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline gelmiş durumda. Özel olarak tasarlanmış odaları, organik kahvaltı seçenekleri ve tarihi dokusuyla adeta bir şifa yuvası.

Konakladığımız, Tarsus’un tarihi dokusunu modern konforla buluşturan Burhanoğlu Konağı Butik Otel, 2025 itibarıyla bölgenin en dikkat çeken konaklama adreslerinden biri olmaya devam ediyor.

Osmanlı mimarisinin zarafetini yansıtan 13 odası ve toplam 28 yatak kapasitesiyle hem yerli hem de yabancı misafirlerine nostaljik bir atmosfer sunuyor.

Odaların her biri, Osmanlı padişahlarının isimlerini taşıyor ve geleneksel detaylarla dekore edilmiş. Misafirler, bu otantik ortamda konforlu bir konaklama deneyimi yaşıyorlar. ​

Burhanoğlu Konağı, sadece mimarisiyle değil, sunduğu hizmet kalitesiyle de övgü topluyor. Mersin’deki özel oteller arasında üst sıralarda yer alıyor. Misafir yorumlarında özellikle hijyen, güler yüzlü personel ve huzurlu atmosfer öne çıkıyor.

yilmazparlar@yahoo.com


7. Etnospor Kültür Festivali-Yılmaz Parlar

   7. Etnospor Kültür Festivali Kültürlerin kaynaştığı, kimliklerin özgürce temsil edildiği, geçmişin değerlerinin bugünün gençlerine taşınd...